İslam'da Kadının Eşine Karşı Görevleri

İslam dini, aile ocağında erkekle kadın arasında maddi ve manevi kabiliyetlerine göre vazife taksimi yapmış, dışarı işlerini erkeğe, içeri işlerini de kadına vererek hem erkekleri hem de kadınları görebilecekleri iş ile vazifelendirmiştir. Bilhassa kadına yapamayacağı işi teklif etmemiş, taşıyamayacağı mesûliyeti yüklememiştir.

Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim‘de şöyle buyurmuştur :


Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da gaybı (erkeğin gıyabında namusunu, malını ve her türlü hakkını) korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

| Nisa Suresi / 34. Ayet Meali

Ayet-i kerimede belirtilen, erkeklere koruyup kollama görevinin verilmiş olması, iki cins arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç, kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip bulunmalarındandır. Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi ağır bir sorumluluk yükler. Kadınların ise namuslarını, mallarını korumalarını ve itaatkâr olmalarını söyler.

İslam’ın öngördüğü ve kurulmasını arzu ettiği aile; bireyleri birbiriyle çekişen, her biri diğerinin açığını arayan, birbirlerine karşı yetki ve üstünlük çekişmesine giren bir aile değildir. Tam tersine karşılıklı anlayış, fedakarlık, sevgi ve saygı esasına dayanan bir ailedir. Peki bu hususta İslamda kadının eşine karşı görevleri nelerdir ve aile yuvasında huzur ve saadeti temin etmek bakımından bir kadının dikkat edeceği hususlar neler olmalıdır?


Kadının, Eşine İtaat Etmesi



Bir kadının eşine karşı en önemli vazifesi, ona (Allah’ın yasakladıklarını istemesi dışında) itaat etmesidir. Yani kocasına, dinin ve aklın tasdik edip, teşvikte bulunduğu hususlarda itaat etmesi gerekir. İtaatte Yüce Allah’a isyan olmaması şarttır. Ailenin belli bir ahenkle yaşayabilmesi için, erkek üzerine düşen sorumlulukları yerine getirirken hanım da eşini her konuda memnun etmek için elinden geleni yapmalıdır. Bununla ilgili bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam kadınlara şu müjdeyi vermiştir :


Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona : ‘Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir’ denilir.

| Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, 1/191; Taberani, Mucemu’l-Evsat, 5/34

Kadının eşine itaat etmesinin önemini, Hz. Aişe radıyallahu anha’nın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam şöyle belirtmiştir :


Birinin diğerine secde etmesini emretseydim, kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Bir adam karısına kırmızı dağdan siyah dağa, siyah dağdan da kırmızı dağa (bir şey) taşımasını emretse, kadına düşen bu emri yerine getirmektir.

| İbn Mace




Kadının, Eşine Hizmet Etmesi ve Ev İşlerini Yapması



Kadının aile ortamında büyük görevleri ve ağır sorumlulukları vardır eğer kadın bu görevlerini en iyi şekilde ve Rabb’imizin istediği ölçüde yerine getirirse cihad etmek (Allah yolunda savaşmak) gibi büyük sevaba nail olur. Şimdi bunu hadislerin dilinden öğrenmeye çalışalım :


Bir gün Ensar kadınlarından birisi olan Esma bint-i Yezid, ashabının arasında bulunduğu bir sırada Rasulullah aleyhissalatu vesselam’ın huzuruna vardı ve şöyle arz etti :

“Anam, babam sana feda olsun; ben kadınların bir elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Canım size feda olsun, doğu veya batıda bulunup da benim huzurunuza neden vardığımı duyan her kadın mutlaka benimle aynı şeyleri paylaşacaktır. Arzım şudur ki :
Allah seni hak olarak bütün erkek ve kadınlara göndermiştir. Ve biz sana ve seni gönderen Rabb’ine iman etmiş bulunuyoruz. Biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlatlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme ve hepsinden de önemlisi Allah yolunda cihad etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Sonra hacca, umreye veya sınırları korumaya çıktığınızda, elbiselerinizi dokuyan ve çocuklarınızı eğiten yine bizleriz. O halde ey Allah’ın Resulü, sevap ve mükafat açısından sizinle bir ortaklığımız var mı?”
Allah Resulü aleyhissalatu vesselam, o kadının bu sözlerinin ardından yüzünü ashabına çevirerek şöyle buyurdu :

“Acaba bu kadının dini meselelerinden bu şekilde sorması gibi güzel bir konuşma dinlediniz mi?”

Sahabe de : “Ya Rasulallah, dediler biz bir kadının böyle konuşabileceğini sanmazdık.”

Sonra Allah Resulü aleyhissalatu vesselam kadına dönerek şöyle buyurdu :

“Ey kadın, git ve seni bekleyen kadınlara söyle ki, sizden her kim eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirir ve onu hoşnut etmeye çalışır ve ona itaat etmeye çalışırsa, erkeklerin alacağı o kadar sevabın hepsi ona da verilecektir.”

Bunu duyan kadın sevinçli bir şekilde ve tekbir ve tehlil getirerek Allah Resulü aleyhissalatu vesselam’ın huzurundan ayrıldı.

| Beyhakî, Şuabu’l-îmân, VI, 421; Heysemî, Mecmau’z-zevâid, IV, 305

Evdeki görevlerini en iyi şekilde yapan ve eşine hizmet eden kadın, Allah’ın izniyle Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in bu müjdesine mazhar olur. Ayrıca Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed aleyhissalatu vesselam başka bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :


Kocasına bir yudum su içiren kadının bu ameli kendisi için gündüzleri oruç tuttuğu ve geceleri ibadetle geçirdiği bir yıldan daha hayırlıdır.

| İrşad’ul-Kulup, 175

Talk b. Ali’nin bildirdiğine göre Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur :


Erkek, ihtiyacı için karısını çağırdığı vakit, kadın tandır başında (ekmek yapıyor) olsa bile (işi bırakıp) yanına gelsin.

| Tirmizi




Kadının, Eşini Güler Yüzle Karşılaması



Kadın her sabah eşini evinden uğurlarken güler yüz ve nezaketle kapıya kadar uğurlamalı ve hakkında hayır duada bulunmalıdır. Aynı şekilde eşi işten geldiğinde hemen kapıda güler yüz ve tatlı bir eda ile karşılamalı, hal ve hatırını sorarak bütün gün yorulan eşinin gönlünü almalı, ruhen eşini dinlendirmelidir. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle müjdelemiştir :


Bir müslüman erkek, zevcesine (eşine) muhabbetle baktığı, zevcesi de ona baktığı zaman Allahu Teala her ikisine de rahmet nazarı ile bakar. Ve bu erkek, zevcesinin elini tuttuğu zaman her ikisinin de günahları parmaklarının arasından düşer gider.

| Camiussağir, 500 Hadis, s. 83




Kadının, Eşinden İzinsiz Bir Yere Gitmemesi



Kadın eşinden izinsiz bir yere gitmemeli, gitmek zarureti hasıl olduğunda eşini haberdar ederek rızasını almalıdır. Aynı zamanda gittiği yerden geç kalmayarak evine erken dönmelidir. Kadınların zaruri ihtiyaçlarını dışarıdan temin etmeleri ve gereken meşru yerlere gitmeleri için evinden çıkmaya yetki ve selâhiyyeti vardır. Fakat bu yetkilerin bazıları hariç diğerlerinden kocasının izin ve rızasının olması şarttır. Hanımların evlerinde oturmasıyla ilgili olarak Yüce Allah, şöyle buyurmuştur ;


Evlerinizde vakarınızla oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

| Ahzab Suresi / 33. Ayet Meali

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadislerinde şöyle buyurmuştur :


Hangi kadın, kocasının izni olmaksızın evinden çıkarsa, evine-dönünceye, yahut kocası kendisinden razı oluncaya kadar Allahu Teâlâ’nın gazabı içinde kalmış olur.

| Hatip, Muhtarul, S. : 50




Kadının, Eşinden İzinsiz Oruç Tutmaması ve Misafir Kabul Etmemesi



Bir kadın eşi yanında iken eşinden izin almadan ne nafile oruç tutabilir ne de nafile ibadet edebilir. (Farz ibadetler müstesna!) Nafile oruca niyetlenen kadın özellikle fiziki açıdan güç kaybına uğrayacağından aileye ilişkin vazifelerini yerine getirmede sıkıntı yaşayabilir. Hem eşine hem de çocuklarına karşı görevlerini yerine getirmekte zorlanabilir. Bu açıdan kadının önceden izin alarak nafile oruçlarını tutması gerekir. Bu konu ile alakalı bir hadis-i şerif şöyledir :


Bir kadın kocası yanındayken onun izni olmadan oruç tutamaz. Kocasının izni olmadan bir kimseyi evine alamaz.

| Buhari, Nikah 84,86; Müslim, Zekat 84

Ayrıca kadın, eşinden izinsiz eve (kadın ya da erkek) misafir almamalıdır. Kocanın huyunu suyunu beğenmediği, hanımının yanında bulunmasından rahatsızlık duyduğu kişiler olabileceğinden ötürü bu konuda hanımın, eşinin fikrini öğrenmesi ve onun izni dairesinde hareket etmesi gerekir.

Resul-i Ekrem Efendimiz aleyhissalatu vesselam Veda Hutbesi‘nde insanlara, kadınların ve erkeklerin hakları konusunda şöyle seslenmiştir :


Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

| Veda Hutbesi




Kadının, Yatağını Terk Etmemesi



Bu konu ile ilgili Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kadınları şu şekilde uyarıyor :


Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.

| Buhari, Nikah 85; Müslim, Nikah 120

Başka bir hadis-i şerifte ise benzer bir şekilde şöyle buyrulmuştur ;






Kadının, Eşinin Malından İzinsiz İnfakta/Bağışta Bulunmaması



Kadın, eşinden izin almadan onun malından sadaka vermemeli, bağışta bulunmamalıdır. Bu konu ile ilgili bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şu şekilde buyurmuştur :


Hiçbir kadın, kocasının evinden ondan izinsiz infakta/bağışta bulunmasın.

| Ebu DavUd, 3565




Kadının, Eşine Eziyet Etmemesi



Kadın, eşine karşı her türlü eziyetten sakınmalıdır. Zira, eşine eziyet eden kadınlar hususunda Muaz bin Cebel radıyallahu anh’in bildirdiğine göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur :


Kadın dünyada kocasına eziyet ederse (Cennette onun eşi olacak) huri der ki :

“Allah seni kahretsin! Ona eziyet etme! O şu an senin yanında bir misafirdir ve pek yakında senden ayrılıp yanımıza gelecektir.”

| Tirmizi

Ebu Umame radıyallahu anh der ki; Rasulullah aleyhissalatu vesselam’a bir kadın geldi. Kadının iki çocuğu vardı, birini kucağında diğerini elinden tutmuş getirmişti. Bunu gören Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki :


(Kadınlar çocuklarını karınlarında) taşırlar, doğururlar ve onlara merhamet ederler. Kocalarına ettikleri (eziyetler) olmasa namaz kılanları Cennete girerdi.

| İbn Mâce




Kadının, Eşini Kızdırmaması ve Ondan Şikayet Etmemesi



Çoğu aile hayatında geçimsizliklerin, huzursuzlukların zuhura gelmesi, hatta birlik bağlarının koparak yuvanın yıkılması ekseriyetle kadının fiilleri ve dili yüzündendir. Bir kadın kocasına karşı kibreder, böbürlenir, sözünü tutmaz, kendi bilgi ve arzusunda inat eder, kırıcı ve çok konuşursa eşi belli noktaya kadar sabreder sonrasında şeytan ve nefsinin de körüklemesiyle sinirlenir ve eşler arasında kavga ve huzursuzluklara yol açar. Bu nedenle kadın, eşini sinirlendirecek her hareketten kaçınmalı, her daim onun gönlünü hoş tutmalıdır. İbn Ömer radıyallahu anh’in bildirdiğine göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur :


İki kişinin kıldığı namaz başlarından daha yukarıya çıkmaz : Tekrar sahiplerine dönene dek firar eden köle ve tekrar yanına dönene kadar kocasına karşı çıkan bir kadın.

| Taberani

Eşlerinden şikayet eden kadınlar hakkında Ümmü Seleme radıyallahu anh’in bildirdiği bir hadis-i şerif şöyledir :


En çok kızdığım kadın, kocasından şikayetlerde bulunmak için eteklerini sürüyerek evinden çıkan kadındır.

| Taberani




Kadın, Geçerli Sebep Olmadan Eşinden Boşanmak İstememeli



Son zamanlarda boşanma davalarının artması; eşlerin birbirine karşı tahammülsüz davranmaları, iki tarafın da görevlerini tam yerine getirmemeleri ve en ufak bir sıkıntıda boşanmaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Halbuki İslam’da, meşrû bir gerekçe oluşmadıkça kadın, kocasının kendisini boşa­masını istememelidir. Bu konuda Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki ;


Geçerli bir sebep olmaksızın kocasından boşanmak isteyen kadına, Cennetin kokusu haram­dır.

| Tirmizi, 1187


•Kadın kocasına teşekkür edebilmeli, onun güzel vasıflarını inkar etmemeli ve onunla iyi geçinmelidir,
•Kocası için güzel giyinmeli ve süslenmelidir,
•Aza razı olmalı, kanaatkar davranmalı, kocasını gücü­nün üzerinde zorlamamalıdır,
•Eşinin anne-babasına ve akrabalarına iyi davranmalı­dır,
•Kocası vefat ettiğinde, dört ay on gün yas(iddet) tutmalıdır.

Resul-i Ekrem aleyhissalatu vesselam’ın şu hadis-i şerifi, kadınların eşlerine karşı olan görevlerini özetliyor :


Saliha kadın, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşrû isteklerini yerine getirir ve onun olmadığı yerde hem malını, hem de namusunu muhafaza eder.

| İbn-i Mace, Nikah, 5/1857

Müslüman bir kadın, eşine karşı yapması gereken görevleri yapıp, eşini memnun ederse, Allah’ın izniyle Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerinde bildirdiği Cennet müjdesine nail olur. Ümmü Seleme şu şekilde rivayet etmiştir :


Kocası kendisinden razı bir şekilde ölen bir kadın Cennete girer.

| Tirmizi

Konular